Yusuf ALİOĞLU Söz Düşerse Ne Kalır Geriye?
Yazı Detayı
23 Mart 2021 - Salı 11:33 Bu yazı 4774 kez okundu
 
Söz Düşerse Ne Kalır Geriye?
Yusuf ALİOĞLU
 
 

Jack Ellul’den (Sözün Düşüşü, Sentez Yay.) mülhem bu başlık ile söylemek istediğimiz, imge kuşatmasındaki dilin aklını ve kalbini yitirerek iyi ve faydalı olmaktan uzaklaştırılmasıdır.

 

Bilindiği üzere, dilin ihmali ve imgenin önlenemez yükselişine bağlı olarak modern insanın imge bağımlılığı hayata dair sabitleri gözden düşürdü, değersizleştirdi, sıradanlaştırdı.

 

Tercihlerimizin, duruşlarımızın ve beğenilerimizin mana ve derinlik yerine sentetik görseller üzerinden hiza alması ve imge yoğunluğunun algıya, zihinsel tutuma dönüşmesi insanlığın yürüyeceği yollar adına önemli bir sorun teşkil ediyor.

 

Entelektüel bir eylem olarak gözleme, anlama, açıklama, yorumlama ve tenkit üzerinden alan kazanma, mesafe kat etme yerine elektronik dokunuşlarla sanal uzamlarda alınan mesafeler hayatı ve uğraşıları kullanılıp atılan basit bir metaya dönüştürüyor. 

 

Dilin imgeye yenilmesi modern çağın özetidir. Yenilgiyi kavrayıp çözümleyememesi ise dilin imgesel kuşatılmışlığının sürekliliğinin kahreden resmidir.

 

Bu konuda modern çağdaki en büyük sorun iletişim ve dolayısıyla medyadır. Büyük bir yabancılaştırma, istiskal ve simülasyon aracı olarak medya, eşyanın künhüne dair olanı yani atom altı parçacıklarının tabiatını tahrip, tahrif ve saptırma üzerinden konuyu posaya dönüştürmektedir.

 

Kitle iletişim araçları denilen ve adı da kendisi de tamamen bir sömürü aracına dönüştürülmüş bu aygıtlar, dilin imkanlarını sınırlama ve hareket kabiliyetine trajik krizler yaşatma üzerinden dili yetersiz ve aciz bir aparata indirgiyor.

 

Dil bir taraftan algı operasyonları ile bütünselliğini ve dolayısıyla orjinalliğini kaybederken diğer taraftan kadim kelimelerin ve deyişlerin unutulduğu; köksüz, faydasız, fabrikasyon sözcüklerin zihni şekillendirdiği süreçler yaşıyoruz.  Tabelalar, reklam panoları, basılı ve sosyal medya, kıyafetler, otomobiller, renkler, sesler, gündelik araçlar, elektronik tuşlar, klavye gürültüleri, ışık kirliliği, müzik, spor, siyaset hep birlikte bir işgalin ve ifsadın izlekleri olarak duruyor karşımızda. 

 

Mana ile iktidar savaşına tutuşan teknoloji de sanayi devriminden bu yana dilin sınırlarını daraltmış, mekanik bir dünya ve formüller üzerinden uydurulmuş sınırlı kelimelerle yeni bir dil dünyası yaratmıştır.

 

Varlığı, zamanı, evrendeki akışı, sayısız aktörün sayısız çapraz ilişkisini insan idrakine sunan kelimeler, dil-kavrayış bağlamından koparılıp imge-itaat bağlamında hasatsız tarlalara dönüştürülmüştür.

 

Bu tecrübe, insanlığın bilgi ve hikmet yolculuğunda geriye doğru yürümesi, kadim müktesebatın yitirilmesi, insanlık geleneğinin topyekûn imha edilmesidir.

 

İnsanı makine dişlisine dönüştüren ilişkiler dil ve sanat probleminin de başlangıcı oldu. Hitabet, şiir, edebiyat, kültür, heyecan, sevgi ve adanış gibi birikimler fabrika bantlarında, AVM reyonlarında buharlaştı.

 

Konuşamayan aletler üzerinden konuşmayı öğrenen bir neslin konuşmayan/konuşturmayan iktidarında yeni bir zaman ve mekan ilişkisi tecrübe ediyoruz.

 

Çünkü konuşma sadece bilgi aktarımı değildir, bundan fazlasını içerir. Kendine has bir akıl ve yöntem dünyası vardır. Sesin dalga boylarında gizli fiziksel ve matematiksel sanat, imgenin akışkan hayatından daha derin ve tutarlıdır. Sesin fraktal zenginliği ve yaşam çiçeği kombinasyonu karşısında imgeler sınırlı geometrik şekiller olmanın ötesine geçemezler.

   

Beslenme kaynaklarını kitap, insan, örf, sosyal diyalog, sokak, mahalle, etkileşim yerine web adreslerinden alan bu mekanik aklın ürünleri insanlığa robotik yönelimler, plastik sofralar, çiplerle kayıtlanmış yaşamlar sunuyor.

 

Yeni metal ikonlar, meta-metal filmler, zenginleştirilmiş uranyumdan sloganlar, baş döndürücü bir hızla dönen bantlar ve görünmez yiyecekler, içecekler, dijital ritüeller bu yaşamın kurucu aktörleridir.

 

Bu kurguda dil ve dilin insaniliği yoktur. İmgeler, tanrıların egemenliğini tahkim eden post-paramiliter argümanlardır sadece. Dahası, dil de imge de tanrılara sunulan birer kurbandır.

 

İmgelerin farklı sektörel çıktılarla desteklenen dayanılmaz cazibesi, dili insani ve elzem kurucu unsur olmaktan uzaklaştırmıştır. Zamanımızın imge egemen toplumlarında dil kurucu, yaratıcı, sürdürücü ve inşa edici yeteneklerini yitirmiştir.

 

Dilin gerilediği toplumlarda yanlışlar tercih edilir, günah/hata/yanlış yükselişe geçer, şehirler put galerisine dönüşür,  inançlar yüzeyselleşir, gösteri ve gösteriş dua/ibadet haline gelir.

 

Bu zamanlarda hakikat mevzi yitirir, geri çekilir; sahneye gerçeklik sürülür. Gerçeklik tartışmaya kapalı ve buyurgandır. Hakikat tenkidi, gerçeklik itaati önerir. Hakikat diyaloğu, gerçeklik itaati işler.

 

Öyle ki, imgesel gerçeklikten nasiplenmemiş hiçbir ürün, hiçbir söz, hiçbir karakter önemli değildir. İmge ile dualanmamış, imge ile tütsülenmemiş hiçbir davranış makbul değildir.

 

İmgeler aklı donduran, akletme yeteneğini kısan faydasız yığınlar, egemen ideolojinin çok fonksiyonlu kullarıdır. Klasik ve modern zamanların imgesel aklı ve imge piyasası insan tekinin zincirlenerek kontrolü ve yönlendirilmesi üzerinedir.

 

Oysa dil, aklın özgürlüğe doğru kanat çırpışları, bal tadında yemişler için çiçekten çiçeğe konmaları, örümcek ağı, arı peteği, yaprak tacı misali şaheserler sunmasıdır. Onun için, dilin aklı ve kalbi imgesel akıldan daha estetik ve daha dengelidir.

 

İmgedeki statiklik dilde alabildiğine dinamik bir alana dönüşür. Ve dilin dinmek bilmeyen helezonik karakteri aklın ve eylemin özgürlüğünü üretir.

 
Etiketler: Söz, Düşerse, Ne, Kalır, Geriye?,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
21 Ekim 2025
Bendeki Notlar -12- ‘Çocuk Kalsaydı Büyüklüğüm’
515 Okunma.
09 Ekim 2025
Batı’da Şehir Tarihçiliği
899 Okunma.
04 Ağustos 2025
‘Yıkın Efendiler, Yıkın!’ -2-
1803 Okunma.
14 Mayıs 2025
“Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda…”
1085 Okunma.
22 Nisan 2025
'İNSANIN DÖRT ZİNDANI'
5061 Okunma.
16 Mart 2025
ŞEBBİHALAR HER YERDE
736 Okunma.
09 Mart 2025
'BİR DEĞİRMENDİ BU DÜNYA'
792 Okunma.
08 Eylül 2023
Boşuna değildi boş olmayan hiçbir şey!
3108 Okunma.
17 Ağustos 2023
Köprüler ve Çamurlu Sular
2437 Okunma.
13 Temmuz 2023
Biriktirdiklerim-7-
2229 Okunma.
27 Mayıs 2023
Bingöl’ün Referandum Karnesi
2588 Okunma.
07 Mayıs 2023
Bingöl’de Genel Seçimlere Katılım Oranları (1950-2018)
1782 Okunma.
29 Nisan 2023
1920-2018 Yılları Arasında Bingöl’ü Parlamentoda Hangi Partiler Temsil Etti?
1516 Okunma.
24 Nisan 2023
Bingöl Yakın Siyasi Tarihinde Seçmen Davranışları (1939-2018)
2361 Okunma.
11 Nisan 2023
Siyasetin ‘Hayret’ Makamı Var Mıdır?
2159 Okunma.
05 Nisan 2023
Estetiğin Tükenişi Vicdanın Tükenişidir
1573 Okunma.
23 Mart 2023
“Ben de adayım”
1786 Okunma.
18 Şubat 2023
Şiirin Güncesi -11: “Ben Yokum”
2089 Okunma.
18 Şubat 2023
‘Cansız Bedene Ulaşıldı’ Ne Demek?
1358 Okunma.
18 Şubat 2023
“Ya Bu Defa da Seçilemezsem!”
1512 Okunma.
18 Şubat 2023
Biriktirdiklerim-6
1376 Okunma.
18 Şubat 2023
‘Konfor Ruhun Bataklığıdır’
1623 Okunma.
08 Kasım 2022
Engerek Soyu
2061 Okunma.
16 Eylül 2022
Masanın Ötesi ve Berisi Ya da Sosyolojimizin Metafiziği
3543 Okunma.
05 Eylül 2022
Tatlı Zehirli Sulara Alışanlar İflah Olmaz Mı?
2188 Okunma.
22 Ağustos 2022
Nazar Değmemiş Kapaksız Kitaplar
2920 Okunma.
02 Ağustos 2022
Libası İdrarlı Adamlar
2771 Okunma.
27 Haziran 2022
“Hayatın Anlamı” Nedir?
4003 Okunma.
21 Haziran 2022
‘Ey kötülük!’
2360 Okunma.
24 Mayıs 2022
Şiirin Güncesi 10: “Sonsuz ve Öbürü”
3177 Okunma.
05 Mayıs 2022
'Sıkıntı yok!'
2831 Okunma.
19 Nisan 2022
Düğümlere Üfüren Mühendisler Zamanı
2950 Okunma.
08 Nisan 2022
Bendeki Notlar 11: ‘Şehir Sineması’
2656 Okunma.
20 Mart 2022
Hakikate Tanıklık Nedir?
2624 Okunma.
03 Mart 2022
‘Tüm İnsanlığa Açık ve Ücretsiz Gösteri’
2995 Okunma.
09 Şubat 2022
Bendeki Notlar 10 “Kültür ve Sanat Merkezleri: Sinema, Kırtasiye, Park”
4546 Okunma.
13 Aralık 2021
Frankfurt'ta Bir Haşimi
6922 Okunma.
17 Kasım 2021
Nurettin Topçu’nun Gördüğü ‘Taşralı’
5058 Okunma.
09 Eylül 2021
Harf Eken Kelime Biçer
5879 Okunma.
24 Ağustos 2021
Bir Mütevazi Monologdan Arta Kalan Sualler
3755 Okunma.
24 Haziran 2021
Çekilin aradan, maradan...
5601 Okunma.
15 Haziran 2021
'Biraz da ben konuşayım'
4459 Okunma.
28 Mayıs 2021
‘Apaçık’ Şiir
4617 Okunma.
06 Mayıs 2021
“Şehir’dir adım; kimlik alır, kimlik veririm.”
4809 Okunma.
22 Nisan 2021
Kitaplar Dolusu Susmak...
3791 Okunma.
16 Nisan 2021
Zamanın İdrak Sarkacına Merhaba
3433 Okunma.
18 Ocak 2021
Dayvun, Dayvun, Dayvuno / Day Qırbun Çımun Siyuno
12183 Okunma.
22 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -5-
2621 Okunma.
10 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -4-
3069 Okunma.
04 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -3-
3307 Okunma.
30 Kasım 2020
Parayı Nereye Yatırmalı?
3079 Okunma.
26 Kasım 2020
Biriktirdiklerim -2-
3456 Okunma.
16 Kasım 2020
Biriktirdiklerim -1-
3515 Okunma.
19 Ekim 2020
Ne Zaman Reşit Olacağız?
4747 Okunma.
Haber Yazılımı