Yüce Allah’ın (C.C) imandan sonra bizlere bahşettiği en büyük nimetlerinden birisi, hiç şüphesiz sağlıktır.

Peygamber Efendimiz (S.A.V)' in buyurduğu gibi, “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetlerin kıymetini bilmekte aldanmışlardır.

Bunların birincisi sağlık, diğeri ise boş zamandır.”

Uzun süre sıhhatli ve afiyet içinde yaşadığımızda, sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu belki idrak edemeyebiliriz. Ancak hastalandığımızda değerini tekrar anlayabiliriz.

Allah’ın birer imtihanı olarak değerlendirmemiz gereken hastalıklar bedensel olabildiği gibi, sosyal fobi, panik bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik de olabilir.

Kıymetli okurlarım; Dünya olarak nitelendirdiğimiz gezegen, insanlar ve bütün canlıların  yaşamlarını idâme edebildikleri en güzel ve hayat dolu bir gezegendir.

Ne yazikki insanoğlu yaratılış gayesini bilmediği gibi veya unuttuğu için ne kendi bedeninin kıymetini ve nede yaşamı için gerekli olan ihtiyaç maddelerinin kıymetini idrak edemedi.

Cenabı Allah (C.C) verdiği, bahşettiği bütün nimetleri insanoğlu kıymet bilmediği için geri alacak.

Küresel sıkıntılar, insanoğlunun destursuz, fütursuzca neden olduğu, mevcut sebeplerden dolayı baş göstermiştir.

Su rezervleri, damarları çekilecek, kuruyacak.

Ormanları, yeşil alanları talan ettik, denizleri ve tatlı su rezervlerini kirlettik, tükettik.

Yaşam için gerekli olan oksijen oranı yetersiz kalacak, bunların neticesinde hastalık ve ölümler baş gösterecek.

Bütün canlılar için yeterli olan dünya, aç gözlü insanlara dar gelmeye başlıyacak, neticesinde su savaşları ve toprak savaşları baş gösterecek.

Hayat pahalılığı küresel bir sorun.

Neden? Çünkü devleti idare edenler gelir dağılımını insani ve Hümanist bir şekilde dağıtmadıkları ve var olan kaynakları kendileri ve yandaşları için kullanılırken; israf ettikleri için, gelirleri adaletli bir şekilde paylaştırmak söz konusu olamaz.

Hal böyleyken işsizlik baş gösterecek.

İşsiz olan insanlar aç kalacak.

Aç kalan insanlar dengeli beslenemedikleri için hastalanacak.

Hasta olanların bir çoğu kaderine terk edilecek ve ölecek.

Bunların neticesi ise depresyon hastalığının daha yaygın hâle gelmesine sebep olacaktır.

Nitekim mü'minler de zaman zaman depresyona mâruz kalabilir. Yaşadıkları olaylar, sorun ve sıkıntılar, altından kalkamadıkları ağır yükler sebebiyle derin üzüntülere düçar olabilirler.

Hayattan zevk alamamak, gündelik işlerini yapmakta zorlanmak, göğüs kafesinin daralması, her şeyin anlamsız gelmesi gibi duygu ve düşüncelerde bulunmak, eğer kısa vadedeyse normaldir.

Bu durum eğer bir süre sonra geçmiyorsa, aksine kendine zarar verme isteğine kadar gidiyorsa, profesyonel desteye ihtiyacımız var demektir. Bunda kesinlikle utanılacak bir durum da yoktur.

Nasıl ki vücudumuzda geçmeyen bir ağrı olduğunda doktora başvuruyorsak, ruhsal sıkıntılarımızda da profesyonel destek almamız gerekmektedir.

Hatta bazı durumlarda zaruridir.

Aynı zamanda, dinî vecibelerimizi yerine getirdikten sonra, Kur’an okumalıyız, mealini ve tefsirini okumalı ve anlamaya çalışmalıyız, tesbihle zikir çekmek ve dua etmek suretiyle maneviyatımızı yüksek tutmak ruh hâlimizin düzelmesine sebep olacaktır.

Her insan hayatında çeşitli imtihanlardan geçmektedir.

Birkaç örnek verecek olursak! Sürekli stresli ortamlarda bulunmak, aşırı baskı, şiddet, azarlanma, yas, ağır hastalıklar, beslenme tarzımız, uyku düzenimiz, musibetler ve buna benzer durumlar insanın depresyona girmesine yol açabiliyor.

Depresyonda bulunan kimseye gündelik hayatta daha önce rutin olarak yaptığı en basit şeyler dahi çok ağır ve zor gelebilir.

Buna ilaveten, depresyonda bulunan kimse; başkalarıyla konuşmaktan kaçınır, arandığı hâlde telefonlara ve mesajlara cevap vermek istemeyebilir.

Bu vesileyle bazen en yakınları bile o kimsenin içinden neler geçtiğini, davranışlarının sebeplerini anlamayabilir ve hatta belki de hâlini anlatmadığı için ona kızabilirler.

Her insanın çok basit iki ihtiyacı vardır, bunlardan biri anlaşılma ve diğeri ise değer görme isteğidir.

Etrafımızdaki insanlara yakından bir bakalım. Ailemizin bireylerini gönülden dinleyelim veya dinlemek istediğimizi ifade edelim.

Biraz sıcaklık gösterelim. Geri çekilen, yüzü asık, sinirli, gergin veya suskun, içine dönük kimse varsa, onları bir başına bırakmayalım. Yanlarında olduğumuz sadece ifadede kalmasın, onlara bunu ispat edelim.

Rabbimiz bizleri her türlü depresyona mâruz bırakabilecek musibetlerden, insani faktörlerden korusun. Depresyon geçiren kardeşlerimize acil şifalar versin inşallah!

Depresyona sebep teşkil eden sebepler:

-İnsan faktörü.

-Hayat şartları.

-Çevre ve doğa olayları.

-Hastalıklar.

-Kişisel tercihler.

Tabiiki yazabileceğimiz bir çok etken var, sadece örnek olsun diye bir kaçını yazdım.

Sevgi ve muhabbetlerimle...

Mehmet KORKUTATA